Haftanın sonuna geldik ve bugün pazar kahvaltınız için aslında hepinizin bildigi bir tarif vereyim istedim.Ben en sevdigim hatta bayıldıgım bir börektir.Annem sık sık yapardı bize küçükken.Hatta annemden fazla hamur yogurmasını birde benim deyimimle şekerli ekmek yapmasını isterdim.O da hiç üşenmez yapardı.Canım annem benim.Artık birgünde şekerli ekmek tarifini veririm size.İÇ MALZEMESİ:
Hamuru için un ve tuz bir kaba alınır ve yavaş yavaş üstüne su ilave edilerek yogrulur.Kulak memesi kıvamına (bu kıvam açıklaması bana hep garip gelmiştir ama başka nasıl anlatacagımı bilemiyorum)gelince hamurumuz hazır demektir.İçi için soganlar yemekli dogranır,ıspanaklar ayıklanarak yıkanır ve oda dogranır.Soganları derin bir kaba alıyoruz ve üzerine az tuz ilavesi ile soganları ovuyoruz sonra ıspanakları üstüne koyup ovmaya devam ediyoruz.Ispanaklar ve soganlar tuzla ovulunca diriligini kaybediyor(bu yöntemle yaparsanız hemde ıspanagın besin degerini kaybetmemiş olursunuz)Sonra üstüne kırmızbiberini ve lorunu ekliyoruz.En son olarak az sıvıyag koyup karıştırıyoruz.İçimizde hazır artık.Hamurdan limon büyüklügünde parçalar koparıp yuvarlıyoruz ve oklava veya merdane ile unlu zeminde açıyoruz.Açılan hamurların uç tarafına içten koyuyoruz.Sonra yarım ay şeklide kapatıyoruz.Ve kıgın teflon tavada arkalı önlü pişiriyoruz.
Afiyet olsun.
Bakla aslında her insanın severek yedigi bir sebze degildir ama ben bayılırım.Daha önce bakla çorbasının tarifini vermiştim.Şimdi ise salçalı bakla yemegine geldi sıra.İşte tarif :
Sıcak sıcak ekmegim yeni çıktı fırından.Evin içini buram buram ekmek kokusu kapladı.Köy ekmegimin yanına bir de çok sevdigim domates soslu biber sote yaptım.Ekmegimi bandıra bandıra yedim.Buyrun hep beraber yiyelim arkadaşlar.
KÖY EKMEGİ MALZEMELER:Bütün malzemeleri derince bir kaba alıp 10 dakika yoguralım.Kulak memesi kıvamında bir hamur olacak.Hamurumuzun üstünü nemli bir bezle örtüp sıcak bir ortamda dinlenmeye bırakalım.1 saat bekledikten sonra hamura istedigimiz ekmek şeklini verelim(ben küçük ekmek şekili verdim).Yaglı kagıt serilmiş tepsiye yerleştirelim ekmegimizi ve 1-2 saat kadar tekrar tepsi mayasının gelmesini bekleyelim.(ekmekler iki kat büyüklügüne ulaşana kadar yani)Ekmeklerimiz mayalanınca bir fırça yardımıyla ekmeklerin üzerini ıslatalım.Önceden 200C ısıtılmış fırında(fırının bir köşesine ısıya dayanıklı bir kaba su koyalım be su ekmegimizin parlak olmasını saglayacaktır) yaklaşık 20-25 dakika pişmeye bırakalım.Ve sıcak sıcak ekmeklerimiz hazırdır.
Afiyet olsun.
DOMATES SOSLU BİBER SOTE MALZEMELER:Biberlerimizin çekirdeklerini çıkardıktan sonra istedigimiz şekilde kesiyoruz.Ben uzunlamasına dogradım.Domateslerimizi rendeliyoruz.Sıvıyagımızı tavaya alalım ve dogradıgımız biberleri yagda soteliyelim.Sotelenen biberlerin üstüne domates rendemizi ekleyelim ve en son olarak da tuzumuzu koyalım ve pişmeye bırakalım.
Afiyet olsun.
Peynir yemeyen oglum nedense pizzaya bayılıyor.Üstündeki kaşar eridigi için içinde peynir oldugunu da anlamıyor.O yüzdendir ki bende sık sık yapıyorum pizzayı.En azından biraz olsun peynir yesin diye.Oğluma karşı ali cengiz oyunları sergiliyorum ama ne yapayım buna mecbur bırakıyor beni.
MİNİ PİZZA MALZEMELERİ:
ÜST MALZEMELERİ:
.JPG)
Ne zamandır denemeyi istedigim bir tarifti büzme baklava.Sonunda yapabildim.Ama kendim abartmadan yedim.Daha çok bizimkiler begendi.Yanlız şunu söylemek istiyorum çıtır çıtır olmasını bekledim ama olmadı.Dışarıda satılan büzme baklava tadını yakalayamadım.Ama yine de keyifli bir şekilde yedi bizimkiler.Eğer alternatif bir tatlı arıyorsanız deneyim derim..JPG)
BÜZME BAKLAVA MALZEMELERİ:ŞERBETİ İÇİN:
.JPG)
Önce şerbeti için gerekli malzemeleri tencereye alıyoruz ve kaynatıyoruz.Ve kıvam alınca ılınmaya bırakıyoruz.(şerbet ılık olacak).Daha sonra yufkalardan 2 tanesini aralarına az sıvıyag sürerek üst üste koyuyoruz ve üstüne ceviz serpiyoruz.Ve geniş kenarına ince oklavayı yerleştiriyoruz ve dikkatlice sarıyoruz.Sardıktan sonra dikkatlice ortaya dogru büzüyoruz yufkaları.Büzme işlemi bitince yufkaları oklavadan çıkarıyoruz.Ortadan ikiye bölüp altı yaglanmış orta boy borcama veya tepsiye aralık bırakmadan diziyoruz.(burada büzgülerinin bozulmaması önemli o yüzden ben borcama dizdim yarım pakete borcam yeterli geldi).Ayrı bir yerde tereyagını eritip baklavaların üstüne döküyoruz.Her tarafına dagılmalı tereyag.Ve önceden 180C ısıtılmış fırında üstleri kızarıncaya kadar pişiriyoruz.Pişen baklavayı fırından çıkarıp 5 dakika bekletiyoruz ve ılınmış şerbeti üstüne döküyoruz.
Bu arada Fikrimühimden Yumoş paketi geldi bana.Gelen yumoşun kokusuna hayran kaldım.Hepiniz gibi bende çamaşırlarımın mis gibi kokmasını ve yumuşacık olmasını isterim.Zaten hep kullandıgım yumoşun bu serisini denememiştim.Fikrimühim sayesinde deneme fırsatı buldum ve çok memnun kaldım.Ayrıca konsantre bir yumoş.1.5 L'si 6L'ye denk geliyor.Hem çamaşırlarınız mis gibi kokuyor hem bütçeniz sarsılmıyor.
Lahana sarmasını ben çok sevmeme karşın eşim pek sevmedigi için sık sık yapamıyorum maalesef.Nadiren de olsa kendimi şımartmak için yaptıgım bir yemektir.Kendime yetecek kadar küçük bir tencere de yapar afiyetle yerim.Üzerine de tereyaglı salçalı sos hazırlarım öyle muhteşem oluyor çünkü..JPG)
ZEYTİNYAĞLI LAHANA SARMASI MALZEMELERİ:İçi için:
Üstüne sos için:
Lahananın koçan kısmını bıçakla kesiyoruz.Ve yapraklarını tek tek ayırıyoruz.Derin bir tencereye su ve tuz koyup kaynatıyoruz.Kaynayan suda lahana yapraklarını 5 dakika bekleyerek haşlıyoruz.Daha sonra çıkartıp süzgece alıp sularının süzülmesini saglıyoruz.Ve damarlı kısımlarını bıçakla alıyoruz.Diğer tarafta içi için gerekli malzemeleri karıştırıyoruz.Sarma işlemi için içten alıp lahanaların kenar kısmına koyuyoruz ve yaprak sarması sarar gibi sarıyoruz.(eger yapraklar büyükse ikiye kesip sarıyoruz)Tencerenin altına birkaç haşlanan lahana yapraklarından diziyoruz ve üstüne de sardıgımız lahanaları yerleştiriyoruz.Ayrı bir tavada tereyagını eriterek salçayı ekliyoruz kavrulan salçanın üstüne 1 bardak sıcak su ekleyip lahana sarmalarını üstüne döküyoruz ve pişmeye bırakıyoruz.Sarmaların üstüne bir tabak kapatırsanız daha iyi olur. (eger suyu azalırsa sıcak su ekleyebilirsiniz.)
Afiyet olsun.
13 nisan eşimle evlilik yıldönümüzdü.Yemeklerin yanına kalpli birşeyler yapmak geldi içimden.Eşim çikolatalı tatlara bayılır.Bir kek yapayım hem de yeni aldıgım kalpli silikonlu kalıplarımı deneyeyim istedim.İşte tarif:Derince bir kapta toz şekeri ve yumurtaları iyice çırpalım.Çırptıgımız yumurtaların içine oda sıcaklıgında ki margarini ve kakaoyu ekleyelim.2-3 dakika kadar daha çırpmaya devam edelim.Sonra sütü,unu,kabartma tozunu ve Dr.Oetker sıvı vanilyayı ekleyelim ve çırpmaya devam edelim.Tüm malzemeler iyice karışınca kalpli mini kek kalıplarına paylaştıralım.Önceden 180C ısıtılmış fırına verelim ve 20-30 dakika pişirelim.Ayrı bir yerde kekler pişerken bitter çikolatayı ve tereyagını bir tavaya alalım ve kısık ateşte eritelim.Çikolata sıvı hale gelince ocaktan alıp sogumaya bırakalım.Pişen kekleri fırından çıkaralım ve ılınmaya bırakalım.Ilınan keklerin üstüne erittigimiz çikolatadan dökelim.İsternirse üstüne hindistan cevizi veya pasta süsü serpelim.
Afiyet olsun.
.JPG)
Mantar soslu tatlara oldum olası bayılırım.Her seferinde söylüyorum ah bir de mantar konusunda pinpirikli olmasam daha güzel olacak.Aslında kültür mantarının zehirleme gibi bir zararı yok ama yine de....Neyse oglum anne et yiyecegim deyince kolları sıvayıp girdim mutfaga.Dolabı açtım baktım ne türlü malzemeler var diye.Ve sonuçta bu yemek çıktı ortaya.İşte tarif:
Bonfilelere arkalı önlü tuz,karabiber ve kırmızbiber serpelim. Tavaya tereyağını alıp eritelim ve bonfileleri arkalı önlü kızartalım. Ayrı bir tavaya sıvı yağı alalım. Küp doğranmış soğanları ekleyerek kavuralım. İnce dilimlenmiş mantarları ekleyerek mantarlar suyunu bırakıp çekene dek kavurmaya devam edelim.Yemeklik doğranmış domatesleri,sivribiberleri, tuzu ve karabiberi ekleyerek 4-5 dk. daha suyu çekilene dek kavuralım. Mantarlı harcı ateşten alalım.Bonfileleri borcama dizelim, üzerine mantarlı harcı yayarak kaşar rendesi serpelim. Önceden ısıtılmış 200° ısılı fırında kaşarlar eriyip üzeri hafifçe pembeleşene dek pişirerek servis yapalım.
Afiyet olsun.
.JPG)
Blog arkadaşlarımın birinde görüp tadını merak ettigim bir tarifti.İnternetten uzun bir araştırma sonunda cafefernando(cenk'in) sitesinde ki tarifi degişiklikler yaparak denemeye karar verdim.Bizimkiler ne kadar sert olmuş bu kurabiyeler dediler ama yine de tadına bayıldılar anladıgım kadarıyla biscottinin özelligi sert olması.Zira piştikten sonra tekrar fırına veriliyor.İşte tarif:.JPG)
BİSCOTTİ MALZEMELER:Unu,kakaoyu,karbonatı,tuzu,kabartma tozunu derince bir kaba eliyoruz.Oda sıcaklıgındaki tereyagını mutfak robottunda iyice yumuşayana kadar çırpıyoruz içine şekeri de ilave edip çırpmaya devam ediyoruz.2 adet yumurtayı ve 1 adet yumurta sarısını hafifçe çırpıp tereyaglı ve şekerli karışıma yediriyoruz.Sonra bu karışıma unlu karışımı azar azar dökerek yoguruyoruz ve birbirine yediriyoruz.En son olarak üzümü ve damla çikolatayı da ekleyerek biraz daha yoguruyoruz.Hamuru iki parçaya bölüyoruz ve herbir parçayı rulo haline getiriyoruz.Ve yaglı kagıt serili iki ayrı tepsiye veya tek tepsiye yerleştiriyoruz.Ruloların tepesinden hafifçe bastırarak düzeltiyoruz.Kalan 1 adet yumurta akını az çırpıp ruloların üstüne sürüyoruz ve üstüne de bolca toz şeker serpiyoruz.Önceden 180C ısıtılmış fırında yaklaşık olarak 20-25 dakika pişiryoruz.Pişen ruloları fırından aldıktan sonra 30 dakika kadar sogumasını bekliyoruz ve soguduktan sonra da dilimliyoruz.Dilimledigimiz biscottileri tel fırın tepsisine diziyoruz ve fırını 150C azaltıyoruz ve biscottileri tekrar fırına veriyoruz.Yaklaşık 20-30 dakika kadar.Hava almayan bir kapta bir hafta tazeligini koruyormuş.(bizimkiler sert diye söylendiysede hepsini aynı gün yediler.Yapımı biraz zahmetli gibi geldiyse de ilk başta bana aslında zahmetli degil bence.)
Afiyet olsun.
.JPG)
Mersin de yaşadıgım yıllar da hergün tantuni yemekten bıkmıştım.Hatta tantuni görmek bile istemiyordum.Aradan yıllar geçti ve geçen gün aklıma tantuni düştü ve özledigimi farkettim.Acaba evde yapabilirmiyim diye düşündüm ve bir cesaret denemeye karar verdim.Mersinde ki tantunicilerden yükselen kokuyu aldım ama nedense dışarı da yenilen herşeyin lezzeti bambaşka oluyor.Ya da bana öyle geliyor.Neyse lavaşı da evde yaptım.Ve yanına da bol köpüklü bir ayranla muhteşem oldu.İşte tarif:LAVAŞ İÇİN MALZEMELER:
Önce lavaşı hazırlayalım.Önce yaş mayayı derin bir kabın içinde az ılık su ile eritelim ve maya eriyince unu ve tuzu koyalım.Sonra yavaş yavaş ılık su ilavesiyle kulak memesi kıvamında bir hamur elde edelim.Ve bir süre mayalanmaya bırakalım.Mayalanan hamurdan limon büyüklügünde parçalar kopararak merdaneyle açalım.Yapışmasın diye un serpelim tezgaha.Ve açılan bezeleri sıcak teflon tavada arkalı önlü pişirelim.
Lavaşlar hazır olunca diger tarafta etleri minik minik dograyalım.Tavaya sıvıyagı koyup etleri üstüne koyalım ve etler kavrulunca(suyunu salıp çektikten sonra)üzerine ince ve minik dogradıgımız biberleri ve sarmısagı ekleyelim ve bir süre kavurmaya devam edelim.En son olarak kabuklarını soyup minik minik dogradıgımız domatesi ve baharatlarını ekleyelim ve biraz daha kavuralım.Pişince ocaktan alalım ve lavaşların içine pay ederek saralım.Ben ayrıca içine sumak ve tuzla ovulmuş sogan salatası da ekledim öyle de güzel oldu.
Afiyet olsun.
Oglumun dogum günü için Bolu'ya gittigimizi yazmıştım dün.İşte fotograflar.Oglum 3 yaşına girdi.Koskoca 3 yıl hani hep derler ya nasıl geçti anlamadım diye gerçekten öyleymiş.Efe ile geçirdigim hergün,her saat ve hatta her dakika benim için yaşamıma sunulmuş muhteşem bir ödül.Oglum,güzel bebegim senin varlıgınla dünyamız şenlendi,hayatımız farklı bir anlam kazandı.Bazen beni kızdırsan da sen dünyanın en güzel varlıgısın.İyi ki varsın bebegim.Hani kollarını açıp annem seni dünyalar kadar seviyorum diyorsun ya,benim sana olan sevgim ise sonsuz ve tarifi imkansız.SENİ SEVİYORUM BALIM.Dogum günün kutlu olsun.Saglıklı,mutlu...güzel yıllar diliyorum bebegim. 
Bolu'ya gittigimizin ertesi gün Efenin istegi dogrultusunda Bolu Gölcükte piknige gittik.Gölcük bence muhteşem bir yer.Eger gitmediyseniz muhakkak yolunuz düşerse ugrayın derim. 
Sonra ki gün Amasra'ya balık yemege gittik.Amasra'yı uzun yıllar önce görmüştüm ben.O zamanlar daha bakirdi.Ama yine de muhteşem manzarası karşısında hayran kaldım.Denize bakan evlerin manzarasını görünce insan şu evlerden biri benim olsa diye düşünmeden edemiyor.Amasra görülmesi gereken bir yer.
Ve meşhur Amasra salatası.Sadece görüntüsü ile degil tadı ile başlıbaşına bir şaheser.İçin de ne mi var kısaca herşey demekle yetinecegim.Bu gördügünüz salata tabagı insanı balık olmadan da doyurmaya yeter bence.Oranın en meşhur balık lokantası Mustafa amcanın yeri çok güzel.Yolunuz düşerse demeyecegim Amasra için çünkü rotanız direkt Amasra olmalı.
Ve daha ertesi gün Adapazarı.Adapazarı da güzel bir yer.Çarşısı dışında pek dolaşma şansımız olmadı çünkü yagmur yagıyordu.Ama görülmesi gereken bir şehir bence.Bu arada küçük bir not giyim,kozmetik......ve diger ürünler baya bir uygun fiyata satılıyor o çarşılarda. 
Uzun bir aradan sonra merhaba arkadaşlar.Epeydir bloguma giremedim oglumun dogum günü için Bolu'ya gitmiştik.İnanılmaz güzel bir dogum günü ve tatil geçirdik.Bu tatilde görmedigimiz birçok yere gittik.Bunların başında Amasra(inanılmaz güzel bir yer),Adapazarı.... geliyor.Türkiye gerçekten bir cennet gezdikçe bunu daha iyi anlıyorum.Tatil fotograflarını daha sonra siteye koyacagım.Gelelim tariflere.Bu tarif oktay ustaya ait:
Mantar sotenin yanına da bu salatayı yaptım.Kısaca anlatmak gerekirse havuçları rendeleyin.Marulları elinizle ufaltarak bölün ve mısır da ekleyerek hepsini karıştırın üstüne limon,tuz ve az zeytinyagı ekleyin.
Ben küçükken annemle beraber günlere giderdik.Birçok çocuk gibi günleri yapılan pasta,börekler yüzünden çok severdim.O zamanlarda annemin arkadaşları yapardı bu çaylı keki.Geçen gün aklıma düştü bende yapayım dedim.O günlerde ki gibi güzel oldu bence.İşte tarifim:Yumurta ve toz şekeri çukur bir kaba alıp beyazlaşana kadar çırpalım.Sonra çayı ve sıvıyagı ilave edip tekrar karıştıralım.Ve sonra kalan diger malzemeleri de ekleyip karıştırmaya devam edelim.Karışımı yaglanmış kek kalıbına dökelim.Ve önceden 180C ısıtılmış fırında yaklaşık 35-40 dakika pişirelim.Pişen keki fırından çıkarıp bir süre dinlendirelim.
Afiyet olsun.
Karnıbaharın çiçekleri ayrılır ve yıkanır az tuzlu suda haşlanır.Haşlanan karnıbahar rondoda püre haline getirilir ve çukur bir kaba alınır.Üstüne ince dogranmış yeşil sogan ve maydanoz eklenir ve karıştırılır.Sonra diger malzemeler eklenir ve iyice karıştırılır.Ben karıştırma işlemini kaşıkla degilde elimle yaptım.Çünkü karnıbahardan dolayı biraz katı bir karışım oluyor.Ve hazırlanan karışımdan kaşıkla alınarak kızgın yagda kızartılır.İki tarafı da kızardıktan sonra peçete serili tabaga çıkartılır.
Afiyet olsun.
SEBZELİ BİFTEK MALZEMELER:Sıvıyagı tavaya alın ve biftekleri tavaya koyun.Orta dereceli ateşte(yani etler suyunu salmayacak)arkalı önlü pişirin.Pişen biftekleri borcama alın.Etlerin yanına soyup istediginiz gibi dogramış oldugunuz diger malzemeleri ekleyin.Ayrı bir yerde 1 yemek kaşıgı salçayı sıcak suda ezin ve içine baharatları ekleyin.Ve borcamdaki yemegin üzerine gezdirin.Sosu bol olursa daha güzel oluyor.Ve önceden 180C ısıtılımış fırına verin ve bütün malzemeler pişene kadar fırında tutun.
Afiyet olsun.
Bence et yemeginin yanına en çok yakışan salata sogan salatasıdır.Biftegin yanına bir de sogan salatası yaptım.Soganların kabuklarını soyduktan sonra ortadan ikiye kesin ve piyazlık dograyın.Üzerine tuz dökün ve iyice ovun.Sonra sumagı ve limon suyunu da ekleyin ve karıştırın.Az zeytinyagı gezdirin.Ve üstünü maydanozla süsleyin.
Afiyet olsun.
Bu aralar tahinli tatlara agırlık verdim ama ne yapayım bayılıyorum tahinin aromasına.İşte bir tarif daha sizlere.Hem kolay hem lezzetli.Milföy hamurlarını çözülmesi için buzluktan çıkarıyorsunuz.Buzu çözülen kare milföylerin ortasına bir miktar tahin sürülür,üstüne ince kıyılmış ceviz ve toz şeker serpilir. Bohça gibi kapatılıp yaglı kagıt serilmiş tepsiye ters çevrilerek konur.(baglantı yeri olan kısım aşagıya gelecek)Üzerine az toz şeker serpilir ve 180C de ısıtılmış fırına verilir.Üstü kızarınca tahinli milföy çıtırımız hazır demektir.
Afiyet olsun.
Kiliste bayram günlerini hatırlatır kerebiç bana.Bütün komşular toplanıp sabahlara kadar yaparlardı.İmece usulü yani.Kerebiçin özel şekil verme aparatı bile vardır.Taş fırınlarda pişer ve bayram sabahı hazır olurdu.Bayram gecesi her mahalleden veya sokaktan aynı kokuyu alırdınız.İşte böyle duygularla bende yapmaya karar verdim kerebiçi.Eşim ve oglum da bu lezzeti tatsınlar istedim.Ve benim kültürümün yemeklerine yabancı olmasınlar istedim.İşte tarif:İÇ MALZEMESİ:
İç malzemeleri bir kapta karıştırılır.Hamur için irmik,zeytinyagı,un ve mahlep bir kapta karıştırılır ve 30 dakika bekletilir.Sonra içine sıcak su ilave edilir ve iyice yogrulur ve bir süre daha dinlenmeye bırakılır.(hamur ilk etapta cıvık gibi gelebilir sonra kendini topluyor)Hamurdan limon büyüklügünde parçalar koparıp içli köfte yapar gibi içini oyup iç malzemesinden koyup agzını kapatın.(hamur ince oyulursa daha güzel olur)Agzı kapatılan kurabiyeleri eger kalıbınız varsa kalıbın ortasına koyarak elinizle hafifçe bastırıyorsunuz sonra kalıptan çıkarmak için ucunu hafifçe bir tahtaya vuruyorsunuz ve çıkartıyorsunuz.Eger kalıbınız yoksa elinizle şekil veriyorsunuz.(benim kalıbım yoktu elimle şekil verdim)Bütün hamur bitene kadar aynı işlemi uyguluyorsunuz.Hafifçe yagladıgınız tepsiye diziyorsunuz ve önceden 180C ısıtılmış fırında üstü hafif kızaracak şekilde pişiriyorsunuz.Pişince ılıdıktan sonra her tarafına pudra şekeri serpiyorsunuz.
Afiyet olsun.
Ve bana yaratıcı blog ödülünü veren arkadaşlarım analikizlihertelden ve aysemmutfakta arkadaşlarıma teşekkür etmek istiyorum.Ve bu ödülü bütün arkadaşlarıma gönderiyorum.Ayrıca gecikmiş bir mimi de cevaplamak istiyorum.Güzel arkadaşım ezgilitarifler
beni mimlemiş.Çantamın içinde olanları sormuş.
Soganı kücük dograyıp etle beraber tereyagında saçın içinde(eger saçınız yoksa yanmaz tavada veya tencerede)etler suyunu salıp tekrar cekinceye kadar pisirin.Sonra küçük dogradıgınız biberleri ekleyin.Biberlerin rengi dönünce yemeklik dogradıgınız domatesi ve baharatlarını katın.Ve kısık ateste pişirin.
ŞEHRİYELİ PİLAV MALZEMELER:
Yaglarımızı tencereye alıp eritiyoruz ve eriyen yagların üstüne tel şehriyeleri koyup kavuruyoruz.Kavrulan şehriyelerin üstüne iyice yıkayıp nişastasını akıttıgımız pirinçleri ekliyoruz.Ve kısık ateşte pirinçler iyice birbirlerinden ayrılana kadar kavuruyoruz.Kavrulan pirincin üstüne sıcak su,tuz,yarım tavuk suyu tableti ve 1-2 limon damlasını ilave edip bir defa karıştırıyoruz ve kısık ateşte pişmeye bırakıyoruz.
ÇOBAN SALATA: Sogan,yeşil biber,salatalık ve domates küçük küçük dogranır ve karıştırma kabına alınır.Üstüne limon,tuz ve zeytinyagı eklenir.Ben ayrıca bana köyden gelen reyhanda ekledim.
Afiyet olsun.
8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ HAKKINDA:( Bilgiler wikipedia.org sitesi 2007 itibariyla dünyadan verilerdir)
-Kadınlara karşı şiddet dünyada en yaygın, ancak en az cezalandırılan suçtur.
-Tahminlere göre 113 ile 200 milyon arasında kadın demografik olarak “kayıp” (yok) görünmektedir. Ya doğar doğmaz öldürülmüşler (erkek çocuğun kız çocuğa tercih edilmesi) ya da erkek kardeşleri ve babalarıyla eşit derecede gıda ve tıbbi olanaklara ulaşamamışlardır.
-Fuhuşa zorlanan ya da bunun için satılan kadınların sayısı yılda 700.000 ila 4.000.000 arasındadır. Cinsel kölelik düzeninden elde edilen kazançlar yılda tahminen on iki milyar dolardır.
-Küresel olarak, on beş ile kırk beş yaş arası kadınlar, kanser, sıtma, trafik kazaları ve savaşlardan daha ziyade, erkek şiddetinin sonucu hayatını kaybetmekte veya sakatlanmaktadır.
-En az üç kadından biri dövülmüş, cinsel ilişkiye zorlanmış ya da hayatı boyunca başka türlü suistimal edilmiştir (tecavüz, kötü davranış). Genellikle, suistimal eden kişi aileden bir üye ya da kadının tanıdığı bir kimsedir. Ev içi şiddet, bölge, kültür, etnik köken, eğitim, sınıf ve din ne olursa olsun kadınlara karşı en yaygın suistimal şeklidir.
-Dinsel, kültürel vb. nedenlerle yılda iki milyondan fazla kız çocuğunun genital organlarına hasar verilmektedir (kadın sünneti). Bu oran, 15 saniyede bir kız çocuğudur.
-Sistematik tecavüz yeryüzündeki birçok çatışmalarda bir terör silahı olarak kullanılmaktadır. Ruanda soykırımı (1994) esnasında 250.000 ila 500.000 kadının tecavüze uğradığı tahmin edilmektedir.
-Araştırmalar, kadına karşı şiddet ile HIV virüsü arasında yükselen bağlantıyı göstermekte ve HIV bulaşmış kadınların daha fazla şiddete maruz kaldıklarını, şiddet kurbanlarının da HIV bulaşma risklerinin daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır.
2007 de kadınlar hakkında dünya verileri bunlardır.Peki degişen birşeyler oldu mu acaba?Ya da bizler degiştirmek için birşeyler yaptık mı?
NESQUİKLİ ISLAK KEK MALZEMELERİ:
Yumurta ve şekeri iyice çırpıyoruz.İçerisine ilk önce sıvıyagı,sütü ve nesquiki ekleyip çırpmaya devam ediyoruz.Bu karışımdan 1 su bardagını bir kenara ayırıyoruz.Kalan karışımın içine azar azar unu ilave ediyoruz üstüne kabartma tozunu ve vanilyayı ekleyip kaşıkla karıştırıyoruz.Yaglanmış kek kalıbına döküp önceden 180C ısıtılmış fırında pişiriyoruz.Piştikten sonra fırından çıkarıp ayırdıgımız 1 su bardagı karışımı üstüne döküyoruz.Kek soslu karışımı çektikten sonra dilimliyoruz ve üstüne hindistan cevizi serpip servis ediyoruz.
Afiyet olsun.
Bizimkiler kalan pilavı ısıtıp yemeyi sevmezler.Ben genelde ertesi güne kalacak kadar pilav yapmam ama eger yaptıysamda kalan pilavdan börek yaparım.Geçen gün havuçlu pilav yapmıştım.Biraz fazla yapmışım hemen ertesi gün börek yapmak şart oldu. İşte malzemeler:
Eger artan pilavınız yoksa bir miktar pirinci pilav yapar gibi pişiriyorsunuz.(içine tuz ve karabiber koyarsanız daha güzel olur.)Altı yaglanmış tepsiye birinci kat yufka serilir ve üzerine sıvıyag ve süt karışımından sürülür.2.yufaka da serilip yine sıvıyag süt karışımı gezdirilir.3.yufka serilir ve üstüne artan pilav yayılır.Diger yufkalara da aynı işlem uygulandıktan sonra en son yufkanın üzerine de sıvıyag,süt ve az yogurt karışımı sürülüp sonra üstüne yarım şişe soda dökülür ve dilimlendikten sonra 180C önceden ısıtılmış fırında üstü kızarıncaya kadar pişirilir.
Afiyet olsun.
.jpg)
Dostluk bildirimini bana gönderen arkadaşım ahsen58'e teşekkür etmek istiyorum.Bu blog sayesinde çok güzel insanlarla tanıştım.Şahsen tanışma fırsatım olmamış olsa da hepinizi çok seviyorum.Bu bildirimi bütün blog arkadaşlarıma yolluyorum.
Sıvı yagı bir tencereye alıyoruz ve etleri ekliyoruz.Etler suyunu salıp çekinceye kadar pişiriyoruz.Ayrı bir yerde etler pişerken biberlerin çekirdeklerini çıkartalım,havuçları,kabakları,soganı soyalım ve bütün malzemeleri jülyen yani uzunlamasına keselim.Kuru soganı da jülyen dograyalım.Etler suyunu çekince salçasını ilave edelim ve sonra havuçları ekleyelim ve biraz daha kavuralım.(havuç en geç pişen sebze oldugu için ilk önce havucu ekliyoruz)Sonra salçasını ekleyelim ve ardından diger malzemeleri ekleyip karıştıralım.Bir süre etin suyu ile pişen yemege baharatlarını ve suyunu da ekleyip pişmeye bırakalım.Pişen yemegimizi pilavla beraber servis edelim.
Afiyet olsun.
Balkabaklı böregi ilk defa komşum getirdiginde yemiştim.Benim begendim bir lezzet ama bizimkiler balkabaklı börek mi olur diye yemediler.Ama bence gayet güzel olmuştu.İşte tarif:Kabaklar eger kabuklu alındıysa kabukları soyulduktan sonra rendelenir.Ve içine az şeker eklenir ve karıştırılır.(komşum sotelemeden yapıyor balkabaklarını)Altı yaglanmış tepsiye birinci kat yufka serilir ve üzerine sıvıyag ve süt karışımından sürülür.2.yufaka da serilip yine sıvıyag süt karışımı gezdirilir.3.yufka serilir ve üstüne balkabaklı içten konulur.Diger yufkalara da aynı işlem uygulandıktan sonra üzerine de sıvıyag,süt ve az yogurt karışımı sürülüp sonra üstüne yarım şişe soda dökülür ve dilimlendikten sonra 180C önceden ısıtılmış fırında üstü kızarıncaya kadar pişirilir.(internette araştırdım bu balkabagı böregi tarifini birçok tarifte baya tatlı yani şekerli hatta cevizli yapıyorlar.ama benim komşum bu şekilde tarif etti bana.)
Afiyet olsun.
Küçüklügümden beridir en sevdigim pastadır mozaik pasta.Hem yapımı kolay hem yemesi zevkli bence.Hele de bizim evdeki gibi pasta canavarı bir ufaklık varsa evinizde tam bir kurtarıcı oluyor bu pasta.İşte benim tarifim:Margarini tava da eritin.Erimiş margarinin içine kakao,şeker ve sütü ekleyin ve karıştırın.Bisküvileri kırın ve yaglı karışıma ekleyin.Üstüne cevizleri de ekleyerek elinizle karıştırın.Düz bir zemine şeffaf folyo veya alimünyum folyo sererek bisküvili karışımı üstüne dökerek elle şekil verin.Ve buzlukta 30 dakika buzdolabının alt bölümünde 2-3 saat bekletin ve çıkardıkdan sonra dilimleyin.İstenirse buzdolabından çıkardıktan sonra üzerine çikolatalı sos da dökebilirsiniz.
Afiyet olsun.
Mozaik pastanın yanına nar şerbeti de yaptım bir güzel afiyetle yedik.İnanırmısınız narın faydalarının ortaya çıkmasından beridir narın fiyatından yanına yaklaşılmıyor.Bir de bir tanesinin 1 kilo geldigi düşünülürse narı evimizde lüks bir meyve olarak almaya başladık.Ama evde çocuk olunca fiyat pahalı da olsa alınıyor.Nar şerbetinin tarifini bendensofralariniza.blogspot arkadaşımdan almıştım.O şerbetin içine 2 paket kadar vanilya koymuştu ama bize fazla gelecegini düşünerek ben yarım pakete indirdim.İşte tarifi:
NAR ŞERBETİ MALZEMELERİ:
Narların suyunu sıkıyoruz.Toz şekerle suyu bir tencereye alıp kaynatıyoruz.Ocaktan aldıktan hemen sonra nar suyunu ilave ediyoruz.Ve vanilyayı da ekleyerek karıştırıyoruz.Ve sogumaya bırakıyoruz.
Afiyet olsun.
